DENEMEYE CESARETİNİZ VAR MI?

Konuya biraz sert giriş yapacağım.

Sizden ricam mutfağa gidin, ocağı yakın ve sadece elinizi 5 saniye mevcut olan ateşin üzerine koyun, ama baya yakın olsun, elinizin veya parmağınızın ateşe değdiğinden emin olun. Şimdi diyeceksiniz ki bu ne böyle, çocuklara anlatır gibi deney yapıyorsun,

Evet, efendim doğrudur. Üzülerek söylüyorum ki, ne yazık ki öyle, bilinçli okumuş veya kendini geliştirmiş kişileri tenzih ederek.

Neden biliyor musun? Son günlerde çıkan yangınların tesadüf veya kendiliğinden olduğuna beni hiç ama hiç kimse inandıramaz,

Ben sana mutfağa git ocağı çakmak, kibrit veya otomatik çakmakla yak dedim,

Bir eylemde bulun dedim, sen bunu yapmadan Ocak ve tüp hiç bir şekilde alev almaz,

Canımızı yakan, soluğumuzu kesen, gökyüzü mavisini buğu hale getiren, canları yakarak yok eden, binlerce hayvanın evini barkını yaşam alanını yok eden, son yangınlar olan!

Manavgat, Marmaris, Didim gibi daha o kadar çok nokta var ki, saymakla bitmez

Bu yangınların hangisinin kendiliğinden çıktığını veya doğa yolu ile (neredeyse imkânsız, çünkü ormana atılan su, şişe, metal parçaları sen ben atıyoruz.) bana anlatır mısın? Hayır, efendim, bir tane dahi değil, bu yangınlar bilinçli ve zamanlı olarak olmuştur. Yangınlar başladığı sırada, Ankara da askeri alanın yakında bir kişi yakalandı, orada ki otları tutuştururken vatandaşların müdahalesi sonucu etkisiz hale getirildi ve yangın çok kısa süre sonra kontrol altına alındı, cephane ve mühimmat alanına yakın bir noktadan bahsediyoruz.

 Hatırla, geçen yıl orman alanına yakın noktalarda ki, anızları yakarken kişiler yakalandı, Hatırla! Ne oldu onlara?

Şimdi sen bana söyle değerli arkadaşım

Bu yangınlar ne sebepler ve niçin çıkarıldı?

Neden gerekli yangın söndürme uçak ve helikopter ihaleleri anlaşmaları sürüncemeye bırakıldı,? Bunların hepsi bir plan dahilinde mi? Ülkede gündem değiştirmek için mi? Ülke de gündem değişikliği kime yarar. Bütün bunlar için onbinlerce hayvanın katledilmesi, o kadar ağaç ve bitkinin yok edilmesi. Gerekiyormuş demek ki!

Sen sanıyor musun ki bir ağacın hissi yoktur. O da bir candır, senin gibi benim gibi hisleri vardır. Senin yaşamaya ihtiyacın olan oksijeni bedava veren ve O oksijen olmadan, senin yaşamanın mümkün olmayacağı ağaç ve oksijenden bahsediyorum. İnsanların ev ve arazilerinin kül olması, insanların ve tüm doğanın umudunun elinden alınması, Peki ya! SU, bütün bunların sonucunda hayatımızda suyun olmamasına ne diyeceksin? Çünkü bu bir doğa döngüsüdür. Su yoksa ağaç yok, ağaçsa yok, oksijen yok, oksijen yoksa gerisini sen düşün.

"Naçizane bir önerim var,

Bu yangınlara sebep olan ve yaptıran kişiler bulununsun, gerekli yargılamalar yapılsın, ama ceza olarak ellerinde mal mülk ne varsa. Hepsi zarar gören kişi, kurum ve orman alanlarında ağaçlandırma da kullanılsın ve bu kişiler belli zaman diliminde ormanlarda bekçilik ve korumalık yapsın,"

Aaaa çok mantıklı diye bir ses duydum,

Kısaca özetlemiş olayım, kimdir bunun müsebbibi, beynimi kurcalayan onlarca sorular, cevapları kime ait,

Doğru yerlere ve kişilere sorulduğu zaman, alınacak olan cevaplar.

Artık soru sormayı öğren arkadaşım,

Bir sonraki yazım, ülkemizi çokça meşgul eden, mülteci konusunda, farklı bir açıdan ele alacağım,

Sağlıkta kalın dostlarım...