2021-03-22 09:10:47

KENDİNİ PRENS SANAN KURBAĞALAR -2-

Şener ARSLAN

22 Mart 2021, 09:10

ABD: 94 Fransa: 56 Çin: 49 Rusya: 38 Japonya 33 Güney Kore 24 Nükleer reaktöre sahip. Slovakya, Ukrayna, Macaristan, Belçika elektriğinin % 50 sini nükleer reaktörlerden elde ediyor. 33 ülkede 443 reaktör faaliyette. Dünya genelinde 400.000 MW elektriği, nükleer reaktörler üretiyor. 2020 de 8000 MW elektrik üretme kapasitesine sahip nükleer enerji santrali devreye girdi. Farklı ülkelerde 53.000 MW elektrik üretecek nükleer reaktör inşaatı devam ediyor. Türkiye’de inşaatı devam eden 4 reaktör kapasiteli nükleer enerji santrali var. 2023 yılında 1, 2025 yılında toplam 4 reaktörümüz olacak. Muhalefetin “ neden nükleer enerji santrali inşa ediliyor” diyerek karşı çıktığı tek bir ülke var. Türkiye

Ülkesini bölmeye çalışan bir terör örgütüne siyasi destek veren partiye, muhalefetin destek verdiği tek ülke yine Türkiye.

Ülkesini bölmeye çalışan terör örgütünün liderine, özgürlük isteyen milletvekillerinin olduğu tek ülke yine Türkiye.

O milletvekilinin vekilliği düşürüldükten sonra, o vekile muhalefetin destek verdiği tek ülke yine Türkiye.

“Kendini prens sanan kurbağalar” dan örnek vermek için yazmaya başladım. Sonra hangi birini yazayım dedim. Tek tek yazmaya kalksak günlerce yazmak zorunda kalacağım.

Biz demokrasiyi doğru anlamıyoruz galiba. ABD de bir senatör kalkıp El Kaide için “o terör örgütü değildir” diyecek. Bunu söyleyen senatörle birlikte, yedi sülalesini özgürlük heykelinin dibine gömerler. Gömerler ve kimsede ABD demokrasisini sorgulamaz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu, Abdullah Öcalan özgür bırakılmalı dedi. Kabul edin Ermeni soykırımını yaptık dedi. PKK ya, örgüt yerine siyasi bir parti dedi. Bu adamın vekilliği düşürülünce, muhalefetteki partiler bu adamın vekilliğinin düşmesini eleştirdi.

Yazının en başına özellikle nükleer enerji santralleriyle ilgili veriler koydum. Dünyadaki durum ve ülkemizdeki durumu yazdım. Aslında her konuda benzer durumdayız.

Biri çıkıp ortaya bir yalan atıyor. Ortaya atılan yalan, sosyal medyada 5 milyon beğeni alıyor. Yalan olduğu ortaya koyuluyor ve beyan ediliyor. Sosyal medyada yayınlanan doğru paylaşım 5 bin beğeni alıyor. Örnek; Diyanet İşleri’nin 4500 TL maaşla, her şehre kıble tayin edecek personel atadığı yalanı. Bunu duymayan kaldı mı bilmiyorum ama buna herkes inanmıştı.

Adolf Hitlerin propaganda sorumlusu Paul Joseph Goebbels’in taktikleri. “Bir yalanı ortaya atın ve bunu sürekli olarak tekrarlayın. Mutlaka birileri buna inanacaktır”

Ben o parti, şu parti tanımam. Partiler gelip geçicidir. Şahıslar gelip geçicidir. Bu ülkenin vatandaşları uyanık olacak. Başına ne çoraplar örüldüğünün farkında olacak. Eşek olana semer vuran çok olur derler. Bu ülkenin vatandaşı kendine semer vurdurmayacak. Partizan olmayacak. Partilerinde, şahıslarında geçici olduğunu, kalıcı olan şeyin, milli siyaset olduğunu bilecek. Milli siyasetin arkasından gidecek.

Yazdıklarımdan mevcut iktidarı desteklediğimi düşünebilirsiniz. Birçok konuda destekliyorum ama desteklediğim parti değil. Desteklediğim şahıs değil. Desteklediğim icraatlar var. Desteklediğim çalışmalar var. Bu çalışmayı kim yaparsa yapsın desteklerim. Milli Savunma Sanayisinde yerlilik çalışmalarını nasıl desteklemem. Karadeniz de gaz bulunması ve çıkarılmasını, Akdeniz konusunda ki faaliyetleri, Libya’yı Karabağı nasıl desteklemem. Birçok çalışmayı beğeniyor ve destekliyorum. Kızdığım konularda var ama bu konular muhalefetin dile getirdiği konular değil.

Bu kadar güçlü iktidar milli siyaseti bu ülkeye oturtmalı. Kim gelirse gelsin değişmeyecek olan milli bir siyasi sistem kurulmalı. Milli Savunma Sanayisi partilerin müdahale edeceği bir konu olmamalı. Partiler ancak bir önceki partiden aldığı bayrağı ne kadar yukarı taşıdığını konuşmalı. 1947 yılında kapanan fabrikalar ciğerimi yakar. O fabrikalar benim geleceğimdi. Uçak fabrikaları, motor fabrikaları, silah fabrikaları bu ülkenin geleceğiydi. Siyasi iktidarlar bunlara müdahale edememeli.

Bir şirket düşünün. Başına geçen her CEO kafasına göre sistem atayabiliyor mu? Her gelen CEO nun tek bir vazifesi oluyor. Daha yukarı taşımak. Bizde sistem nedir? 3 ileri 2 geri. CHP gelir bir sistem, MHP gelir bir sistem, AKP gelir bir sistem.

Muhalefet de en az iktidar kadar bu ülkenin yükselmesi için, dışarıdaki itibarını arttırmak için çalışmalıdır. Ülkesindeki iktidarı, dünya ülkelerine şikayet eden başka bir muhalefet var mı?

Bu ülke sağcı oldu, solcu oldu, Kürt oldu, Türk oldu, Laz oldu, Çerkez oldu, Alevi oldu, Sünni oldu, Ermeni oldu, Yahudi oldu… Bu ülkede herkes her şey oldu ama gerçek vatansever olamadı. Vatan sevmeyi bilmiyoruz biz.

Anadolu Selçuklu Tarihinde yaşanan bir olayı anlatmalıyım. Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Kılıç Arslan Danişmend Oğulları ile savaş meydanındayken Haçlı Ordusunun İznik’i işgal ettiğinin haberini alır. Savaşı durdurur. Danişmend Gazi ile oturup durumu konuşur. Az önce savaşan iki Türk birleşip haçlı saldırısına karşı İznik’e yürürler.

Ne zaman savaşacağınızı, ne zaman kenetleneceğinizi iyi bilmeniz gerekiyor. 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni kutladık birkaç gün önce. Çanakkale’de tek vücut olmayı sağlayan neydi?

Bırakın siyasi liderlerin kendi arasındaki siyaset oyunlarını. Onlar gidici, millet kalıcı. Milletin iplerini siyasi liderler tutup istedikleri şekilde yönetemez. Bunu hiç kimse yapamaz. Bu millet kendi arasında kenetlenmeyi başarırsa kutuplaşma olmaz. Siyasette buradan nemalanamaz.

Üç yanımız deniz, dört yanımız düşman. İçimizdeki kurbağaların canı cehenneme.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.