2021-03-08 09:24:39

VUCA DÜNYASININ FIRTINASI

Şener ARSLAN

08 Mart 2021, 09:24

İnternetin hayatımıza girdiği günlerde,Pentegon’dan bir yetkili, VUCA DÜNYASI diye bir tabir kullandı. “Artık VUCA dünyasında yaşamaya başlıyoruz” demişti. VUCA; İngilizce dört kelimenin baş harflerinin oluşturduğu bir akronim. Volatility:dengesiz, Uncertainty: belirsiz, Complexity: karmaşık, Ambiguity:ön görüsüz.


21. Yüz yıl başladığında çelişkili, belirsiz, karmaşık, güvensiz bir çağ başlamış oldu. Bunun adına da VUCA dünyası dediler. Bu dünyada insanlar korku temelinin üzerine inşa ettiği hayatı yaşıyorlar. Bu korkular ise insanların konfor alanını daraltıyor ya da yok ediyor. Konfor alanının değişimi, ya da değişim korkusu ise insanları mutsuz ediyor.


Konfor alanı tehlikeye giren insan, bu durumdan bir an önce kurtulmak için alternatifler aramaya odaklanır. Beyin stres altında yaşamayı sevmez. “Bir an önce bir şey yap ve beni bu stresten kurtar” refleksi ile hareket eder. Bu süreçte vücudumuz Kortizol (Stres Hormonu) salgılamaya başlar. Bu hormonu vücudumuz pek sevmez. Bu hormonun sebep olduğu bazı rahatsızlıklar vardır. Kilo alma, yüksek tansiyon, yorgunluk, ruh halinde değişiklikler, sinirlilik, konsantrasyon zorluğu, insülin direnci…


Beyin stres altında kendisine iki yol belirler. Kaç ya da savaş. Çünkü hiçbir canlının doğasında sürekli stresi organize edebilecek bir mekanizma yoktur. Uzun süreli stres hormonu salgılamak ise vücudumuzun bağışıklık sistemini alt üst eder. Stres, sağlığımızı kemiren bir kurt gibidir.

Adına dijital çağ dedikleri bu çağda, VUCA dünyasında yaşarken kontrolsüz stres yaşıyoruz. Bizim dışımızda gelişen olayların, bizi içine aldığı stresler. Dürtüsel, duygusal tepkiler veriyoruz. Kaygılarımızı yönetmekte güçlük çekiyoruz. Güdülenmiş bilincimizin farkında dahi değiliz.

Bu çağ, bizi ve bizi biz yapan değerlerimizi silip süpürüyor. Güven duygumuz gitti. Kimseye güvenemiyoruz. Anlayış, ahlak, sorumluluk, sadakat gibi değerlerimizi kaybediyoruz.

Bireysel yaşamaya doğru gidiyoruz. Pandemi sürecinde, misafirlik kavramlarımız da bitti. Anneden, babadan kaçar hale gelindi. Sosyal medya, gençleri oyun hamuruna çevirdi. Kimliksiz, kişiliksiz gençler, dünyanın her ülkesinde amaçsızca yaşamaya başladı. Ekonomik koşulların oluşturduğu problemlerin baskıları, hanelerde yoğunlaştı.

Son yıllarda kanser vakaları, psikolojik temelli hastalıklar artış eğilimine girdi. Daha çabuk sinirleniyoruz, demoralize oluyor, daha çabuk yoruluyoruz. Gelecekten daha çok endişe duyuyor, çocuklarınız için daha çok kaygılanıyoruz. İşimiz hakkında daha çok bilinmeze batıyoruz.

Hayat eskisi kadar lezzetli değil, değerli olan birçok şey değerini kaybetti. Aşk gibi insani duygular,anlamını yitirdi. Gençsiniz, üniversite anlamsızlaşmış, gelecek karanlık, evlenmek hayal. Babasınız, evladınız ve geleceği muamma. Adına kuşak farkı dedikleri bir girdapta çocuğunuzdan kopuyorsunuz.

Bir probleminiz var ve çözemiyorsunuz. Ona odaklanamıyor, o problemi çözmek için yeterince sağlıklı düşünemiyorsunuz. Sürekli engeller, engeller, engeller. Siz tam anlamıyla çaresizlik girdabındasınız. Farkında değilsiniz ancak VUCA dünyasının fırtınasındasınız. Fırtınanın göbeğinde yaşıyorsunuz.

Bu VUCA dünyasını yaratan beyinlerin, neyi amaçladığı ayrı bir yazı konusu olduğu için burada bu konuya girmiyorum. Bilmeniz gereken temel bilgi ise bu sürecin bilinçli bir organizasyon olduğu.

Peki, çözüm nedir? Problemleri ortaya koyup, sadece problem konuşmak bir problemdir. Bir kişiyi eleştirirken, bir konuyu yorumlarken, bir fikre karşı çıkarken, sorunun yanına çözümü koyamıyorsanız, o eleştiriden ve yorumdan kaçının.

VUCA dünyasında yaşarken, yaşadığımız stres baskısına karşı çözüm nedir?

Beyin güçlü bir amaca, hedefe odaklanmamışsa boşlukta kalır ve sizi ele geçirir. Olumsuzlukları sürekli gündeminizde tutar. Stres hormonu salgılayarak güne başlatır. Bir süre sonra sürekli bu hormonu salgılatmak için olumsuzlukları yaşayan, oraya saplanmış biri olursunuz. Olumsuz duygular tatmin sınırını sürekli arttırır. Size, korkaklık, değersizlik, pişmanlık, güçsüzlük duyguları pompalar.

Zihnimiz düşüncelerimizi ifade eder. Bedenimiz ise duygularımızı ifade eder. Bütünlüğümüzü koruyup, hayatımızı kontrol edebilmek için beynimizi güçlü bir hedefe odaklamamız gerekir.

VUCA dünyasının fırtınasından kurtulmak için, kendinize çok güçlü bir hedef belirleyin. Beyninizi bir yere odaklamanın en iyi yolu, onu bir konuya odaklamaktır. Bunun için güçlü, anlamlı, ulaşılabilir, ertelenmeyecek güçlü bir hedef belirleyin. Bu hedefi belirlerken, kararlar alırken beyniniz size sürekli engeller çıkaracaktır. Önce vazgeçirmek, bu zorlu sürece sizi sokmamaya çalışacaktır. Direnin ve tüm engellere karşı hedefinizi kabullenin.

Sizi bu fırtınalı dünyadan kurtaracak tek şey güçlü bir hedeftir.Bu hedef doğrultusunda yaşamalısınız.Beyniniz, sizin bu hedefe olan inancınıza ram eylemeli ve algıda seçiciliği bu hedefe göre şekillendirmeli. Dünyadaki tüm olumsuzluklardan kaçıp, bu hedefe sığınmalısınız. Bu hedefe koşarken, olumsuz düşünceler pompalayıp kortizol salgılatan zihniniz eylemini değiştirecek ve serotonin (mutluluk hormonu) salgılamaya başlayacaktır. Bu aşamaya geldiğiniz an dünyanın başka bir köşesinde yaşamaya başladığınızı hissedeceksiniz.

Bulunduğunuz durumla yetinmeyin. Hedefinizi belirleyin ve bu hedefe göre değişin. Bu hedefe ulaşmak için hareket edin. Hareket enerji demektir. Hedefinize ulaşmak için dış dünyaya gözlerinizi kapatın. Zihninizi bu hedefle meşgul edin.

Tüm bunlar, VUCA dünyasının fırtınasında boğuşan sizi dingin bir sahile alacaktır. Fırtınada kalmaya devam ederseniz geminiz batacaktır ya da ağır yara alacaktır. Kör kendinden bilir.

Güçlü hedeflerinin peşinde yorulmadan koşan, mutlu insanlardan olmanız temennisiyle esen kalın.

Yorumlar (1)

Soner Hançer 3 Yıl Önce

Çağın özeti. Kalemine sağlık

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.