Bu gün köşemde yayınlamış olduğum yazımda eski ekonomi bakanımız Nihat Zeybekçi ile ilgili tamamen kurgudan ibaret bir yazı paylaştım. Yazının içerisinde anlattıklarımın tamamen kurgu olduğunu belirtmeme rağmen insanlar işine geldiği şekilde yazıyı algıladı. Bu durumda da Sayın Nihat Zeybekçi’nin olumsuz etkilenmesi gibi bir durum ortaya çıktı.
Belirtmeliyim ki yazdıklarım gerçekle alakası olmayan bir kurgudan ibaretti. Bunu yazının içerisinde de belirttim. Buna rağmen Nihat Beyin şahsına zarar verme ihtimalinden dolayı yazıyı yayından kaldırma kararı aldık. Nihat beyin şahsını tanımam. Yazıda ismi geçen her şahıstan yanlış anlaşılma ihtimaline karşı özür dilerim. Bu kısmı tekzip niteliğinde paylaşıyorum.
Bu işten ne öğrendik?
Ben bir kurgu yaptım. Kurgu yaptığım bariz belli olmasına rağmen ve yazının içerisinde bununla ilgili deliller bırakmama rağmen insanlar bir yalanın, bir kurgunun peşine takılabildi. Bu kadar basit olmamalı.
Ateş olmayan yerden bu kadar basit duman çıkmamalı. Bu ülkede insanlar doğruyu ya da yalanı bir birinden ayırt edebilmeli. Goebbels propaganda araçlarında söylendiği bire bir doğru. Bir yalan ne kadar büyük olursa inananı o kadar çok olur.
Bu cahil toplumlar için geçerli olan bir durumdur. Ben Türk halkının bu kadar cahil olmasını kabul edemiyorum. Yalanların peşinden bu kadar kolay gidebilmesini hazmedemiyorum.
Benim yapmış olduğum kurgu, hatta üretmiş olduğum yalan dahi bu denli sorun olabiliyorsa milyonlarca okunan köşe yazarlarının söylediği, ürettiği yalanların etkisi nasıl olur siz düşünün.
İnternetin video paylaşım sitelerinde isteyen istediği şeyi söylüyor. Kimin söylediğinin, ne söylediğinin bir önemi olmadan insanlar her şeye inanır hale gelmişler.
Birde her hangi bir partinin ya da aksiyonun ya da freksiyonun çatısı altında yalan ürettiğimi düşünüyorum da sorgusuz sualsiz inanacak kitleler hazır.
Üzülüyorum. Cahil kalmanın dahi zorlaştığı günümüzde bu denli cahiller ancak okuyarak olur diye düşünüyorum. Bazı insanlara sorasım geliyor. Bu kadar cahil olabilmek için ne kadar emek verdiniz?
Bu ülkede bir insana iftira atmanın, bir insanın hayatını karartmanın, bir insanın iffeti ve şerefiyle oynamanın bu kadar basit olması emin olun toplumsal bir çürümenin delaletidir.
Her söylenene inanmayı bırakın artık. Doğalgaz keşfi yapılıyor buna inanılmıyor ama Sedat Peker’in söylediklerine koşulsuz doğru deniliyor. Ömrü ceza evlerinde, suç teşkil eden işlerle geçmiş olan birine koşulsuz biat etmek için ne yediniz, ne içtiniz?
Yazımın sonunda daha önce yayınladığım yazı içerisinde ismi geçen Nihat Zeybekçi ve diğer tüm devlet büyüklerinden özür dilerim. İnsanların bu kadar basit kurgulara dahi tenezeeül edebileceğini tahmin edemedim.